Anfora Creative

Sosyal Medya Yönetimi ve Reklam

Sosyal medya yönetimi ve reklam arasındaki bağa baktığımızda günümüz çağında teknolojinin gelişmesiyle ve bu teknolojilerin kullanımının artmasıyla birlikte birçok yeni meslekler ortaya çıktığı gibi reklamcılık adına da bir sürü yeni kapı açıldı. İnsanlar neredeyse reklamcılık her zaman oradadır. Dolayısıyla reklamcılığın sosyal medya yönetimi üzerinde artış göstermesi oldukça normaldir. Bu sektörün gelişmesi ile kaçınılmaz olarak yeni meslekler de ortaya çıktı ve buna kolayca uyum sağladık.

Sosyal medya yönetimi ve reklama baktığımızda ‘ürüne para ödemiyorsanız ürün sizsinizdir’ sözünü fazlaca duyuyoruz. Bu konuyu birçok açıdan ele alabiliriz. Burada insanların sosyal medyada bir ürün yerine konulmasından bahsetmek isteriz. İnsanların ürün yerine konmasındaki anlatmak isteğimiz nasıl bir satıcı, sattığı bir üründen para kazanıyorsa aslında sosyal medya da bizim üzerimizden para kazanıyor, bir nevi ürün yerine konmuş oluyoruz.

Örneğin; en basit tanımıyla Youtube’da izlediğiniz bir videoya para ödemiyoruz ancak hem içerik üreticisi hem de Youtube’un kendisi bizim üzerimizden para kazanıyor bu durumda ürün yerine bizler konulmuş oluyoruz. Instagram’da karşımıza rastgele çıkan bir paylaşıma para ödemiyoruz ancak sosyal medya yönetimi yapan bir Influencer takip ettiğimizde etkileşimini artırıp daha çok markayla çalışma fırsatı veriyoruz.

Sosyal medya yönetimi ve reklam verenler yine bizler sayesinde para kazanmış oluyor ve ürün yerine bizler geçiyoruz. Bu durumun üzerimizdeki etkilerini açıkça görebiliriz. Araştırmalara baktığımızda, gençlerin sosyal medya kullanımı arttıkça daha az mutlu olduğunu gösteriyor. Bunun yetersizlik duygusunun yanı sıra sosyal medya da içine konulduğumuz kalıpların ve farkında olmadan maruz kaldığımız şeylerin etkili olduğunu düşünüyoruz. Tüm bunlar bize her zaman maddi olarak zarar vermese de farkında olmadan mental yorgunluğa sebep olmaktadır.

İnsanlara Instagram’ı neden kullandıkları sorulduğunda ‘rahatlamak, arkadaşlarını görmek’ gibi cevapları sıklıkla duyuyoruz ama aslında telefonu bıraktığımızda rahatlamanın aksine daha da kötü duruma gittiğimizi fark edebiliriz. Söz etmek istediğim başka bir nokta reklamlar geldiğinde kanalı değiştiren bir ülke olarak insanların, yeni reklamcılığa nasıl bu kadar çabuk uyum sağlamış olduğudur. Bunun sebebini çevremizdeki kişilere sorduğumuzda çok farklı cevaplar alıyoruz. Örneğin bunlardan biri sosyal medyada yönetimindeki iş birliği reklamlarının kısa ve hedef kitleye hitap etmesi ancak televizyonda böyle bir ayrımın olmaması ve herkese aynı reklamın gösterilmesi aslında sosyal medya reklamlarının ne kadar stratejik olarak hazırlandığının bir göstergesidir.

Diğer bir neden ise televizyondaki reklamlarda insanın hep en mükemmel haliyle yansıtılması ve bir süre sonra bu mükemmel insan topluluklarının bize kendimizi eksik hissettirmesidir. Bunların hepsini göz önünde bulundurduğumuzda da aslında insanların uzun bir süredir böyle bir arayış içinde olduğunu ve bu yüzden bu kadar çabuk adapte olduğunu çıkarabiliriz.

İnsanların içinde bulunduğu duruma uyum sağlamalarının dışında, yeni nesil reklamcıların ve algoritmaların, sosyal medya yönetiminde insanların ilgi alanlarına göre reklamları karşılarına çıkarması ve psikolojik olarak, insanları etkilemenin püf noktalarını göz önünde bulundurarak içerik sunmaları, daha etkili bir sosyal medya reklam modeli olmuştur.

Bazı durumlarda ise hiç fark etmediğimiz halde bile reklama maruz kaldığımız oluyor. Sponsorlu reklamlarda ve bilinçaltına yerleştirilen jingle, görüntü ve interaktif içeriklerle birlikte etrafımızdaki insanlara aktararak biz farkında olmasak da o ürün veya hizmetin tanıtımına destek sağlamış oluyoruz.

Sonuç olarak farkında olmadan maruz kaldığımız bu sosyal medya reklamlarının bizlere zarar vermesinin önüne geçmeliyiz. Çünkü karşımıza çıkan 30 saniyelik reklamlar geçici ama bizde bıraktıkları izler kalıcı olabilir.